O'na bakıyorum güzel, geleceği de parlak üstelik, kendime bakıyorum çirkin, hem de en umutsuzundan....
Günlerden gene soğuk mu soğuk bir Ankara gecesi. Bir elimde biram diğer elimde artık ayakta duracak hali olmayan umutlarım. Tekrar düşünüyorum, nasıl olabilir? Ne şekilde ayakta kalabilir? Daha ne kadar açık ve seçik yaşayabilirim hayatımı onlar gibi diyorum. Susuyorum genelinde. Çünkü düşünmekten paslanmaya yüz tutmuş hayallerim beni birer birer terketmeye küflenmiş bedenleriyle gitmeye hazırlar. Oysa ki birçok güzelliği sevmek, onlara adanabilmek daha kolay gibi görünüyor ama hiçte gerçeği yansıtmıyorlar... Saat 3 ayaktayım, uyku tutmuyor yine. Ne yapmaya çalışırsam yapayım ayakta kalamıyor düşlerim. Zaten sadece ayakta kalmaya alışmış düşlerim ile hayır! aslında ayakta kalması gerek diyen beynim aynı nokta üzerinde duruyor. Evet, hava soğuk beynim ve kalbim bu yüzden anlaşamıyor hala derken birçok fırsatı da kaçırdığımı farkediyorum zaman geçtikçe.
Yıllar boyunca bu ikilem de kalmanın verdiği zararları taşırken bünyem, bir anda pes etme olgusuyla savaşır hal alıyor, sanki direniyorum!? Ama ne direnme sanki ben yokmuşum da ikinci bir ben devreye girmiş yedekten. Olmuyor ama, araladığım tüm kapılar birer birer kapanıyor yüzüme, bunu görüyorum gerçekliğin göz alıcı gereksiz ışığında. Gözümü alırken gerçekleşmeyecek hayaller, ben kendi gerçekliğime dönüyorum. Kolay olanla yetiniyor, kısa yolu tercih ederek karanlığın vazgeçilmez refahında buluyorum kendimi her defasında. Peki ya kim katlanır bunca olumsuzluğa, hangi bünye der eyvallah!
En sonunda büyük planım gözümün önüne geliyor, karanlığımın ta içindeki altın vuruş! Sadece ona odaklanıyor ve tek bir seçim şansı veriyor bana....
Şimdi ne yapmalıyım? Nasıl olmalı tüm bu sonradakiler? Neyi beklemeliyim gerçekten?
Sorulara bürünüyor uykusuz bedenim zamanın yeşilleriyle. Sanırım uykum var, bi uyuyup uyanalım diyerek avutuyorum aylardır kendimi.
Sonucu olmayan ve olmayacağına inandığım yarınlara. Kim bilir belki günün birin de herşey değişir kim bilir kalbim atar yine çok daha güçlü umutlarla. Razıyım ben sonunu bilmediğim heyecanlara. Ama sanırım yaşlanan kalbimin artık daha çabuk kandırılmasını istediğim belirsizliklere kucak açarak.
Kucağım boş, ellerim boş ve cebim her zaman açık yeni hayallere...
İyi geceler okuyanlar! Şimdilik...
Biraz daha dayanarak, direnerek hayatın ani olumsuzluklarına.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder