Geçen gece nerede uyuduğun umrumda değil, seni seviyorum!
İşte böylesine bağlıydı çocuk kıza, halbu ki atladığı uçurumun sonunda su dışında başka şeylerde vardı. İnanmadı! Söylenen hiçbirşeye kulak asmadı, sırılsıklam aşıktı çünkü. Varlıklı tiplere kafa tutarcasına el üstünde tutmuştu oysa ki kızı. Peki kızın sorunu neydi? Neden böyle umursamıyor görünüyordu bilinmez fakat elde edeceğini etmişti birkere birden fazla kez kullansa bile ne çıkardı ki! Herşey bir anlık menfaatine uygun konumlanmıştı, şans resmen yüzüne gülmüştü hiç hak etmediği halde. Onun için varolmuş gibiydi dünya sanki! Umursamadı kız, sanki evine biryerlerden girmiş gibi kovaladı onu. Kovaladı çünkü evine bilmediği yerlerden başka birşey girmişti, belki yıllardır orada yaşıyordu. Gizli ve saklı!
Fark edemedi oğlan, onun için en iyisini istedi, en iyisini giydi en iyisini satın aldı hayatın. Bir anlık gülümseme bir öpücük sımsıcacık yanaktan. Bunlar yeterdi ona yetti de çoğu zaman, belki de bu yüzden kör oldu. Sustu!
Hayatını gözden geçirmeye vakti bile olmuyordu çalışmaktan, nefes almaktan. Genel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra soluğu onun yanında alıyordu, onunla değil dışarı cıkmak evde oturup su içmek yetiyordu ona çünkü. Malum, herşeyde biraz ondan vardı. Herşeyin içine girmişti ya namussuz. Çıkartılamadı bir türlü. Kim ne dediyse uyaramadı çocuğu...
Günün birinde kızın evine bilmediği yerden giren o şeyle karşılaştı, durdu, baktı ama anlaması uzun sürmedi. Fark etti bugüne kadar yaptığı gereksiz ilginin ne doğurduğunu. Sahi ya! Ne doğurmuştu... Sadece kendinden birkaç yaş büyük fakat kendinden bin kat vasıfsız bir adam. Adam ya!
Lego oyuncakları gibi yıkıldı yerlere, tuzla buz. Çok kaygısız bir kişiliği olsa da buna dayanamadı, anında yıkıldı tüm kolonları kalbinin. Yine sustu. Gördüğü son şey önünde ki sayısız bira şişesiydi. Bu kadar kendini yıpratacak ne vardı? Aşk vardı belki de? Olmayan Sevgili vardı aslında hiç olmamış sadece bakmış... Ne vardı? Belki birkaç sahte öpücük, birkaç sahte gülücük, birkaç tatminsiz bakış.
Bu muydu hayata bağlayan, bu muydu kalbini doyuran?
Bu ve ya değil cevabını bilmediği açık! Fakat görünen oku çocuk o günden itibaren rotasını başka yöne çevirdi. Aradığı birşey yoktu elbet ama ya aradığı çıkarsa? O zaman nasıl güvenebilir nasıl yaslanabilirdi? Hayatında ki kimse bunu anlamadı cefakarımın. Sonrasını bilmiyorum ama anlayabiliyorum!
Sustu! Ve anladı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder